3 Kasım 2025 Pazartesi
Benelüks Ülkeleri-3 (Hollanda-II)
Sabah erken kalkıp otel çevresinde biraz yürüdüm..
Her yer yemyeşil..
Bu yeşilliklerin arasında koşturan tavşanlar..
Hem de cadde aralarındaki yemyeşil otların arasında..
Dün de o çayırlarda mutlu inekler otluyordu..
Bugün Hollanda'yı gezmeye devam edeceğiz..
Artık ekstra turlar başlıyor..
Biz de dünden bütün ekstra turlara katılacağımızı söylemiştik zaten..
İlk durak yeldeğirmenleriyle ünlü ZAANSE SCHANS..
Geçmişi 17.yüzyıla dayanan bu şehirde 18.yüzyılda 1100 civarında yeldeğirmeni varmış..
Şimdilerde 13 tane kalmış..
Yeldeğirmenlerinin işlevi deniz suyunu tahliye etmekmiş..
Köy halkının geçimleri de balıkçılıktan..
Bunun için ayaklarına giydikleri tahka pabuçların uçlarını sivri yapmışlar ki kazıklar üzerinde tek ayak üzerinde dikilip ağları çekebilsinler..
Köyün tahta pabuç müzesinde bunların örneklerini gördük..
Koca koca,hantal olanları da vardı..
Minik ayakların giymesi için yapılanlar da..
Gelinlerin giymesi için yapılan süslüleri de..
Tabiî damatları da unutmamışlar..
Meraklıları için hemen orada yapım atölyesinde de çabucak yapılıp gösteriliyor turistlere..
Titrek kavak ağacından yapılan ve adına klampes denen bu pabuçlardan yüzlercesi müze vitririne sıralanmıştı ..
Tabiî bugünkü turistler için süslü,boyalı olanlar da..
Köy bugün turizmden kazanıyor sanırım..
Biz sabah köyü gezerken turist otobüsleri park alanını doldurmuş,yüzlerce turist köyün her sokağını doldurmuştu..
Hollanda deyince peynir de hemen akla geliyor tabiî..
Peynir satış yerleri de eksik değildi..
O kadar çok çeşidini yapmışlar ki..
satışla görevli olanlara da yöresel giysiler giydirilerek ortamı daha da güzelleştirmişler..
Onlar da okadar güzel taşıyorlardı ki,her zaman böyle giyiniyormuş gibi yakıştırmışlardı..
Her zaman olduğu gibi hemen ülkemizle kıyaslamaktan kendimi alamadım..
Edam,Gouda ve çiftlik peyniri olmak üzere başlıca üç çeşit olan Hollanda peyniri nereye gittikse karşımızda oldu..
Sonsuz gibi görünen çayırlarda otlayan mutlu ineklerin sütlerinin nerede kullanıldığını gördük böylece..
Yeldeğirmenleri köyünden yola çıkıp VOLENDAM'a gidiyoruz..
Denizden kazanılmış bir sahil kasabası..
Hâlâ da denizi santim santim toprakla doldurmaya devam ediyorlar..
Çok güzel,biblo gibi bir kasaba..
Evler de öyle..
Her biri özene bezene yapılmış..
Ancak durmadan deniz doldurulduğu için,başlangıçta deniz manzaralı olan evler bir süre sonra sadece sahil kasabasının ara sokaklarındaki birer ev haline geliyor..
Bir de turist kalabalığının burayı da tıklım tıklım doldurduğu düşünülürse,tatil için aranan dinginlikten pek eser olmuyordur sanırım..
Ama kasabayı görmekten çok memnun kaldık..
Hayatın tadını çıkarmak için ne güzel bir yerdi..
Bir dükkanın üzerinde gelen turistlerin yoğunluğuna göre bayrakları asılmıştı..
Tabiî hemen al yıldızlı bayrağımızı dalgalanırken çekmeye çalıştık..
Volendam gezisi de bitti..
Yine yola revan..
Sırada Keçiboynuzu var..
Adının anlamı bu olan küçük bir kasaba daha..
Gezi videolarında gördüğümüz için merak ve hevesle gitmeyi bekliyoruz..
Bakalım videolardaki gibi güzel mi?..
Bazılarının yazdığı gibi yazayım..
Ba-yıl-dım..
Ba-yıl-dık..
Ba-yıl-dı-lar..
Hangi köşesinin fotoğrafını çekeceğimizi şaşırdık..
Videolarda görmek başka,gözünle görmek başka gerçekten..
İmkanımız olsa burada kalmak isterdik..
Akşam oluyor..
Yüzlerce rüzgar türbini direkleri ya da güneş enerjisi panellerinin yanımızdan hızla geçtiği yollardan otelimize dönüş..
Yarın Belçika'ya gidiyoruz..
Hollanda'yı çok beğendik..
Biblo gibi memleket..
Bakalım Belçika nasıl?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder