Hafta sonunda bir grup öğretmen ve öğrenciyle günübirlik gezi için Bursa'ya gittik.Şoförümüzün yolu bilmemesi nedeniyle uzun bir panoramik şehir turu almak durumunda kalınca, aynı bulvarlardan ikişer defa,bazı kere üçer defa ,geçişimiz sırasında gözlerim iki,hayır üç tabelaya takıldı kaldı.Biri Karagöz Sürücü Kursu,bunda bir şey yok da biraz sonra şehrin başka noktasında da şu tabelayı gördük:Özkaragöz Sürücü Kursu..Rekabet çok ciddi anlaşılan...Bir lokantanın adı da nasıl bir yırtınma içinde oluşlarının simgesi gibiydi:Turkish-i Sushi..Allah müstahakkınızı versin,dedik vallahi !
Bursa gezisinden aklımızda kalanları spotlar halinde sıralarsak:
Cumalıkızık çok şirindi..Hele de koca koca karadutları,ak dutları..Bu köyü ayrıca yazacağım.
Sis bulutları içinde tırmandığımız Uludağ,yeşilliğiyle ve bembeyaz sisler içindeki görüntüsüyle çok etkileyiciydi,yani bizim gibi bozkırdan gelenler için..Hele bir ara sis o kadar bastırdı ki,yol adeta gökyüzüne tırmanıyor gibi geldi..Çok etkileyiciydi.Sonra da mucize gibi sis birden kayboldu,pırıl pırıl Uludağ önümüze seriliverdi..
Bunu en iyi benim gibi gözlüklüler anlatabilirim.Gözlük camlarınız çaydanlığın buharıyla kaplanınca görüşünüz kapanıverir,çaydanlıktan uzaklaşırsınız,az sonra gözünüzün önü açılıverir ,hem de daha berrak görürsünüz her şeyi..Biz de öyle olduk.
Ulucami ve çevresi her zamanki gibi..Yani kalabalık..Alışveriş telaşı tarih,huzur,şiir peşinde olanlara geçit vermiyor."Bursa'da bir eski cami avlusu/Mermer şadırvanda şırıldayan su"diyerek dolaştık..Geçenlerde radyoda Talha Uğurluel'in konuğunun anlattıklarından aklımda kaldığı kalanlarıyla ,Ulucami içindeki hat levhalarını incelemek amacıyla cami içinde biraz gezindim,keşke radyo programını daha iyi dinleseydim,diyerek..Gedçekten de ne kadar çok hat aseri var Ulucami içinde.Üstelik bunların hepsi de bulundukları yer için özellikle tasarlanarak,düşünülerek meydana getirilmiş..Aklımda en iyi kalan hat tablosu mihrabın soluna denk düşen olmuş.İlginçti.Bir de bütün avluyu saran ıhlamur kokusu kaldı aklımda..Ne güzeldi !
Türbeler bölgesi de Ulucami gibiydi..Yine de dilimizde Tanpınar'ın dizeleri asırlık atkestanesi ağaçlarının gölgelediği Tophane Parkı'nı gezdik,yine ıhlamur kokularını içimize çekerek..Kurtuluş Savaşı Şehitlerinin mütevazı mezarları önünde saygıyla dua ederek..
Bursa kent Müzesi'ni ziyaret ettim.Beğendim.Mutlaka gidilmeli..
Kent Müzesi'nin karşısındaki Ahmek Vefik Paşa Tiyatrosu binasının yanından Ahmet Vefik Paşa'yı anarak geçtim.Ruhun ışıklar içinde olsun muhterem !Bursalı seninle gurur duymalı..Ne egzantrik valiydin kimbilir...
Tayyare kültür Merkezi'ni ziyaret ettim.İki resim sergisi gezdim,sanat müziği korosunun konseri varmış,salonda oturup,şarkılara eşlik ederek dinledim.
Bursa'yı üçüncü kez ziyaretim bence güzeldi.Tabii ki her anımda yanımdaydın annem.Her yerde seni anarak dolaştım,hele Uludağ'da..Karlar altındaki kardelenleri izleyişimizi,bayırları birlikte tırmanışımızı,teleferikle tırmanıştan hem korkup hem hoşlanışını..hep andım.Ulucami'de namaz kılanları görünce de aklımdaydın,"Şurada iki rekat da ben namaz kılayım"deyişinle..Sen de ışıklar içinde olasın ela gözlü güzel anacığım!
Son bir selam da şoförümüz Satılmış Bey'e olsun."Bu çocuklar Uludağ'a tırmanınca kaç puan alacaklar,hocam ?"cümlesiyle hep aklımda kalacak.Geziye katılımın not için olduğunu sanmış !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder