12 Ekim 2015 Pazartesi

Can Kırıkları

Cumartesi günü her şey olağandı bizim için..
Sabah motolu taşıtlar sınavında görevli olduğum okulun kapısından girerken Ankara'da kopan kıyametten haberimiz yoktu..
Sınav başlarken kapıdaki görevli polislerden aldık ilk haberi..
"İki canlı bomba,Ankara Garı önünde patlama..20 ölü,100 yaralı..
Ankara'da bugün miting vardı,dedi o sırada Alparslan ve hemen arkadaşlarını aramaya başladı..
Öğleden sonra Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde Kurnaz Aşıklar'ı izlemeye gidecektim..
Salon kapısında öğrendik ki oyunlar iptal edilmiş..Mesajla bildirselerdi keşke..
Ankara'ya gelmiş bulundum, kitap bakayım bari,diyerek Kızılay'a çıktım..
İki saat sonra da gara doğru yürüyordum..
Opera Köprüsü'nün yanından itibaren birden trafik sesi dindi..
Yolu trafiğe kapatmışlar..
Yol kenarında o gün yapılacak olan mitingin dövizlerinin bulunduğu kutular..
İçlerinde "Barış,hemen şimdi !" yazılı dövizler,pankartlar,şapkalar,bayraklar...
Yanından öylece geçtik bu hiç kullanılamayan materyallerin..
Patlamanın olduğu yere yaklaşınca polis  ve geçişi yasak bölgelerin yoğunluğu başladı..
Gara girebilmek için yan yollardan geçmek zorunluluğu vardı..
Gar lokantasının içinden geçerken açık olan televizyonda son durum özeti:85 ölü,200 yaralı..
Aradan yedi saat geçmesine rağmen olay yeri inceleme ve ceset parçaları toplama işleri sürüyordu..
Dönüş biletini aldıktan sonra dışarı çıktım..
Gar pencereleri patlamanın şiddetiyle paramparça olmuş,her yer cam kırığı..
Hemen kapının önünden itibaren meydana geçiş yasak..
Kanla ıslanmış meydanda tulumlar giymiş görevliler çalışıyorlar,yanlarında ceset torbaları..
Biri hemen yanıbaşlarındaki çınar ağacını gösteriyor..
Patlamanın etkisiyle ağaca fırlayan her ne ise onu almak için itfaiye merdiveni getiriliyor..
Bir kadın  ölen arkadaşlarının isimlerini telefondaki arkadaşına sıralıyor hıçkırıklar içinde..
"Nil öldü !" cümlesi aklımda kalmış..(Bugün öğrendim,Nilgün Çevik imiş,Malatya'dan gelmiş..)
Meraklı,endişeli,üzgün yüzlü insanlar polis barikatının yanında sıralanmış..
O sırada bir görevli yerden aldığı bir parçayı daha ceset torbasının içine koyuyor,bir kol mu yoksa  uzun siyah saçlarının örttüğü bir kafa mıydı?..
Suskun,sessiz insanlar bekleşiyor,deminki kadın telefondaki arkadaşına ölenlerden tanıdığı isimleri saymayı sürdürüyor..
Gece yarısı son haberler: Ölen 97,yaralı 246..
Bugün okulda bilgisayar başında haberleri tararken okudum,içlerinde dokuz yaşında bir çocuk da varmış,Yusuf Atılgan..
Babası ile katıldığı mitingden köyüne babası ile cenazeleri gönderilmiş Yusuf'un..




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder