Dün ikindi vakti sokakta karşılaştık..
Her zaman ikisini birlikte görürdüm..
Yadırgadım..
Tekerlekli sandalyesini ittiği kız kardeşi ile birlikte görmeye o kadar alışmışız ki..
Yaşları epeyce ileri..
İki kız kardeş..
Biri tekerlekli sandalye mahkumu..
Spastik engelli..
Diğeri hayatını ona adamış olan..
Spastik engelli olan her zaman gülümsemeye hazır..
Diğeri hep biraz yorgun,bıkkın..
Her akşam üzeri evleri ile askeri gazino arasındaki uzun yolda ağır ağır giderler..
Biraz dışarı havası almak için..
Sonra aynı yoldan yine ağır ağır evlerine dönerler..
Havanın yağışlı hatta soğuk olduğu günlerde de onları sokakta görmüştüm..
Tekerlekli sandalyedekinin ayakları buz kesmişken..
Her günkü hayatlarını sanırım bu küçük hareketliliklerle yaşanır kılma çabasındaydılar..
Geçen sene okuldan eve dönerken yine yolda karşılaşmıştık..
Adlarını hiç öğrenemediğim kardeşlerin önce tekerlekli sandalyede olanıyla selamlaşmış,hatırını sormuştum..
Her zamanki sevimliliğiyle cevap vermeye çalışmıştı..
Sonra da yine biraz yorgun ve bıkkın görünen diğer kardeşin hatırını sormaya hazırlanırken,kulağıma eğilmiş ve şunu söylemişti:
"Hayatının kıymetini bil..
Şöyle giyinip kuşanıp,topuklu ayakkabılarımı tıkırdatarak sokaklarda kendi başıma yürümeye ne kadar hasretim !"
Dün sokakta gördüm..
Yalnız..
Sonunda kendi başına yürüyor..
Tekerlekli sandalye mahkumu kardeşi vefat etmiş..
Hem de epeyce zaman geçmiş aradan..
İkimiz de daha fazla konuşamadan ayrıldık..
Topuklu ayakkabılarını giymiş miydi,doğrusu dikkat etmedim..
Ama yalnız yürümekten pek mutlu görünmüyordu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder