İstanbul'dan misafir gelen oyun..
Hafta sonu izledim..
Oleksandr Vitel yazmış..
Senem Cevher çevirmiş..
Atilla Şendil yönetmiş..
Şirin Dağtekin Yenen kostüm ve dekor tasarımını üstlenmiş..
Nejat Karaorman ışık tasarımını..
Ve daha birçok tiyatro emekçisinin emeği bu bir perdelik,bir saati birazcık aşan oyuna serpiştirilmiş..
Stüdyo Sahne'nin küçük salonu tamamen doluydu..
Turne oyunudur,muhakkak güzeldir,diyen Ankara seyircisi biletleri tüketmişti..
Sonuçta; izlemesek de olurmuş,hissiyle çıktık ne yazık ki..
Konu bildik..
Hayat bir yolculuktur..
Ne istersen,ne kadar istersen elde edebilir ve bu yolculuğu o kadar rahat,mutlu,ferah biçimde yapabilirsin..
Ya da yeterince istemez,çaba sarf etmezsen hayat yolculuğun mahrumiyetler dizisi olabilir..
Bunu anlatıyordu..
Yeni bir şey söylemeden..
Felsefî derinlik arayanlar biraz daha nitelikli eserler bulup;o kadar emeği hak eden başka bir oyuna dökseler de,biz seyircilerin zaman ve parası boşa gitmese keşke..
Ekim ayında başlayan yeni sezonun 16.oyununu izledim..
İki oyun dışında öne çıkan oyun göremedim yazık ki:
I. Misafir..
II. Elektra..
Üstelik ikinci oyun İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun..
Haydi üçüncü oyun olarak da Siyahlı Kadın'ı yazayım..
Ama oyunculuk ve sahne tasarımı açısından sadece..
Kısacası benim cephemden bakılınca..
Tiyatro sahnelerinde hayal kırıklığına selam..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder