14 Eylül 2021 Salı

100 YILLIK GURUR (II)

Sakarya Savaşı konulu sempozyumun ikinci konuşmacısı Cüneyt küsmez de emekli general olarak tanıtıldı.. O da Atatürk'ün Sakarya Meydan Muharebesi stratejisini harp prensiplerine göre,Atatürk'ün üçlemesi tanımı altında anlattı.. Atatürk'ün "Melhame-i Kübra" olarak tanımladığı savaşı,"Armageddon" yani kıyamet olarak niteledi.. Atamızın üç farklı cephedeki üç ünlü emrini sıraladı.. I-23 Nisan 1915-Çanakkale Cephesi;"Ben size taarruzu emretmiyorum,ölmeyi emrediyorum." II-26 Ağustos 1921-Sakarya Savaşı;"Hatt-ı müdâfaa yoktur,sath-ı müdâfaa vardır,o satıh bütün vatandır." III-30 Ağustos 1922-"Ordular,ilk hedefiniz Akdeniz'dir." Üçüncü konuşmacı M.Özden Uluç,eğitim bilimleri uzmanı olarak tanıtıldı.. Verilen arada sohbet ederken ,Ankara'da bir lisede müzik öğretmeni olarak çalıştığını söyledi.. O da Sakarya Savaşı'nda şehit olan dedesi Yzb.İsmail Naci'nin ve onun bağlı olduğu 48.Alay'ın öyküsünü anlattı.. Takıldığım bir şey, Sakarya Savaşı'nda şehit sayısının 5436 olduğunun belirtilmesi oldu.. Bize 5713 olarak ifade edilmişti.. Birçok kaynakta da bu bilgi aktarılıyor.. Gelelim 48.Alay Ruhu adlı sunuma.. "Balkanlardaki son zaferimiz Soroviç Zaferidir.. Bu da 48.Alayın başarısıdır.. 48.Alay,Çanakkale'de Kanlısırt'ta,Gazze Cephesinde de vuruşmuştur.. Mısır'daki Seydibeşir esir kampında gözleri kör edilenler de bu alaydandır.. İstiklal Harbi'nde de yerini alan ve son neferine kadar şehit olan 48.Alay son olarak Hatay'ın anavatana katılmasında özel olarak eğitilen birliğe verilen ad olur.. 16.Tümene bağlı olarak Nurettin Paşa'nın komutasında oluşturulan 48.Alay,27 subay ve 385 erden oluşur.. Sızma va baskın harekatında tecrübelidir.. Beylikköprü'deki Yunan 7.tümenine karşı görevlendirilirler.. 47. ve 49.Tümenlerle birlikte 1200 kişilik bir birlik oluşturulur.. Binbaşı Hasan Tahsin(Beştepe) komutasında bu birlik hiçbir yardım alamadan tek başına savaşır 25-28 Ağustos 1921'de.. 30 Ağustos'ta, bir kişi dışında tamamı şehit olur.. 24 saat üç yanından Yunan topçu ateşine karşı tek başına mücadele eden 48.Alaydan tek kurtulan ağır yaralı bir subay olur,Ali Rıza (Yalçınalp).. Aynı akıbet 49.Alay için de geçerli olur.. İstiklal madalyasının verildiği ilk alaylar bunlardır.. Özden Uluç'un dedesi Yzb.İsmail Naci de bu kahraman 48.Alayın şehitleri arasındadır.." Ailesinde yıllarca anlatılan bu hikayenin peşine düşerek dedesi hakkında bir kitap yazacak kadar bilgi ve belge toplamış.. Bu kitaptan bir tane de bana verme inceliğini gösterdi.. Okuyacağım.. Elimdeki Necati Cumalı'nın Viran Dağlar'ını bitirince..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder