Bugün çoğumuz için sıradan bir gün..
Bir grup insan içinse çok özel bir gün..
İstanbul'dan,İzmit'ten,Ankara'dan koşup gelerek;ellerinde gül suları,lokum kutuları,kırmızı beyaz karanfillerden oluşan zarif çelenkleriyle buluşma günü..
Her yıl ve yıl boyunca 18 kez tekrarladıkları gibi..
1985 Devresi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyelerinin bugünkü ziyaretinin tanıklarından biri olarak izlenimlerimi yazıyorum..
2011'de kurulan dernek prensipleri uyarınca, devre arkadaşlarından şehit olanın mezarı ülkemizin hangi noktasında ise,yıl dönümünde oraya gidiyor,çelenklerini sunuyor,davet edilen bir hocanın okuduğu dua ile şehitlerin ruhlarını şad ediyor,şehitlerin hayatta olan anne,baba,eş,çocuklarını ziyaret ederek,unutmadıklarını gösteriyorlar..
Bu nedenle Ankara,İstanbul,Sivas,Havran ve daha nerede bir şehit devre arkadaşları varsa,o şehre yılda bir kez,bazı şehirlere birkaç kez(İstanbul'da iki şehit arkadaşları var örneğin)gidiyorlar..
Gazi arkadaşlarını da ihmal etmiyorlar,
Arkadaşlarının ailelerini de..
Düğünü olana da yetişiyorlar,bursa ihtiyaç duyana da..
Örnek bir dayanışma içindeler..
Bizim ilçede de iki arkadaşları şehitlikte medfun,yani sonsuzluk uykularına burada dalmışlar..
Dolayısıyla 1985 Devresi SYDD'liler,yılda iki kez buradalar..
29 Ekim'de ve 19 Aralık'ta..
Önce Ruşen Ülker sonra Hakan Türkyılmaz için..
Annemle babamın mezarlarını ziyaret etmek için sık sık gittiğim şehir mezarlığında,şehitlik bölümüne de uğruyorum, pek çok kişi gibi..
Üç şehidin mezarının ayak ucunda,doğa koşullarının yıpratmasından korunmaları için, küçük bir kutu içinde muhafaza edilen ziyaret defterleri var..
Zaman zaman açıp okuyorum yazılanları..
İmzalarını tanıdığım kimseler de var aralarında,çok şaşırdıklarım da..
Altı yıl kadar önce bir yazı gördüm orada..
Bir grup ziyaretçi ,şehidin ölüm yıl dönümünde gelmiş,kutuları ve defterleri de tanzim eden onlarmış;devre arkadaşları olarak burada toplanmış,şehidin annesini de bu buluşmaya davet ederek gönlünü almış,defteri de birlikte imzalamışlar..
Ancak bu ziyaretten bu şehirde yaşayan ne bir yetkili ne bir gönüllü,hiç kimsenin haberi yok..
Onları karşılayan,bu ziyaretin önemini anlayıp anlatan,başlangıçta yerel gazetede çıkan küçük haber olmuş yalnızca..
Nitekim ben de ziyaret defterine konan gazete nüshasından okuyup öğrendim..
Kendi adıma da çok utandım..
Türkiye'nin dört bir yanından bir anıyı tazelemek için gelen bu ziyaretçilerin hiç olmazsa bakımlı bir mezarla karşılaşmaları gerekmez mi?
Bu konuda da kimseyi beklemeden bu iş bana düşmez mi?
Bu inceliklerinin,duyarlılıklarının ve fedakarlıklarının bu çevrede olsun anlatılması gerekmez mi?
Kendi adıma yaptığım şimdi bu..
Gelişlerinden önce mezarın temiz olmasını temin etmek;dersimin olmadığı bir zamana denk geliyorsa,bugün olduğu gibi,mezarın başında hazır olarak onları karşılayanlardan olmak;fırsat düştükçe onlardan söz ederek başkalarının da onlardan haberli olmalarına gayret etmek..
Dersimin olduğu bir zamana denk geliyorsa,küçük bir not yazıp defterin arasına bırakarak,onları beklediğimizi vurgulamak..
Tabiî diğer şehitlerin yıldönümlerinde de aynısını yapıyorum;ancak onların mezarları başına gelen pek kimse olmuyor artık,özellikle de eski tarihli olanlarına..
Nitekim bu yıl Ruşen Ülker için geldiklerinde okulda dersim vardı,yanlarında bulunamadım..
Yazdığım notu alınca,büyük bir incelik göstererek okula gelip bizi ziyaret ettiler..
Bir kere daha duyarlılıklarına hayran olduk..
Şehitliğinin 32. yıldönümünde,bugün, Hakan Türkyılmaz'ın mezarı başında toplandılar..
Şehidin kardeşi,yengesi,kızkardeşi,eniştesi,içlerinden biri de ilçemizdeki Garnizon Komutanı olan devre arkadaşları,şehit arkadaşları Selahattin Şen'in babası Necdet Şen..
Bu buluşmanın tanığı olarak da ben..
Kırmızı beyaz karanfillerden çelenklerini mezarın üzerine bıraktılar..
Hocanın okuduğu ve sonunda Atatürk'ün de adını andığı duaya katıldılar..
Yanlarında getirdikleri gül suyunu herkesin ellerine serptiler..
Lokum ikram ettiler..
Devre arkadaşları olan komutan da ev sahipliğini üstlenerek,çaya davet etti..
Çaylar içildi,anılar bir kez daha tazelendi,bol bol anı fotoğrafları çektirildi..
Sonra başka bir ziyarette tekrar toplanmak üzere vedalaşıldı..
Bana da bunları anlatmak düştü..
Bu dostluk,vefa ve dayanışmaya gıpta ederek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder