Tiyatro sezonunun sonundaki turneler bölümünün ikinci oyunu..
Trabzon'dan Ankara'ya konuk gelen topluluk bize Yves Jamıaque'ın bu oyununu sundu..
Hafta sonu bayram trafiğine kalma korkusundan çarşamba günü gidip izledim..
Hüseyin Mevsim'in çevirdiği oyun Vladlen
Alexandrov'un ellerine teslim edilmiş..
Onun biçimlendirdiği şekilde sahnelenmiş..
Yabancı bir bakış açısı hissediliyordu,diye başlayayım..
Dekor enteresandı,örneğin..
Kocaman bir yuvarlak masa sahnenin ortasına konmuştu..
Başka bir dekora da gerek ve yer kalmamıştı..
Belki on iki kişi rahat rahat sığardı o masanın çevresine..
O kadar büyüktü..
İnsanlar onun yanında küçülüyordu..
Belki de bunu vurgulamak istedi yönetmen,bilmiyorum..
Altı kişilik oyuncu kadrosu vardı..
Kendisine parayla tutacağı aile donatmak isteyen bir adam..
Parayla tutulup eş rolü verilen bir aktris..
Yine parayla tutulup evin kızı rolü verilen gazete satıcısı ve aynı zamanda eskortluk yapan bir genç kız..
Para karşılığı dostluk rolüne razı olan genç,parasız bir ressam..
Böylece üç kişilik bir aile ve aile dostu hemen rollerine giriyorlar..
Genç kızın sevgilisi de sonradan olaya dahil oluyor..
Bir de aktrisin annesi..
Bu kadar insanı çevresine toplayan adamın tek bir isteği vardır:
Kendisi gün boyunca mesaide olacaktır..
Akşam evine geldiğinde karısı,kızı ve dostu evde olacak,ona gerçek bir eş,evlat ve dost gibi davranacaklardır..
Ancak bir koşulu daha vardır:
Parayla tutulan bu kişiler bu rolü yerine getirirken kendi kişiliklerinden de sapmayacak,gerçekçi ve dürüst olacaklardır..
Başlangıçta kıvıramazlar,parayla tutulan sahte aile üyeleri..
Sonra giderek ısınırlar rollerine ve adamı gerçek koca,baba,dost olarak benimserler..
Hatta gitmek istemezler..
Ancak bilmedikleri bir gerçek vardır..
Evin babası olan adam zengin biri değildir aslında..
Bir şirkette muhasebecidir sadece..
Zimmetine para geçirmiştir..
Sahicilik,dürüstlük,dostluk,sevgi ararken kendisi de pek dürüst davranmamıştır..
İki perdelik,iki saatlik oyunda işlenen konu buydu..
Sahteliklerle,aldatmalarla dolu modern dünya..
Sahicilik ve içtenlikli bir aile ve dost çevresi arayan insan..
Ancak oyun biraz yabancı ve uzaktı..
Belki yönetmenin bakış açısındandır,diyeyim..
Belki de hem yazan hem yönetenin yabancı oluşundandır,bilemiyorum..
Oyuncular ise iyiydiler..
Ellerinden geleni yaptılar..
Bütün oyunculara şarkı söyleme imkanının tanınması da güzel bir düşünce olmuştu bence..
Böylece bütün hünerlerini gösterme fırsatı sunulmuş kendilerine..
Oyuncu hem şarkı söyleyebilmeli,hem dans edebilmeli denir hep..
Burada da bunların hepsini yer veren bir anlayış izlenmiş..
Ama bize ait olan bir sıcaklık yoktu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder