Yıllar önce,2002'de, biz de öğrencilerimizle sahnelemiştik..
17 yıl olmuş..
Şimdi her biri yetişkin birer birey olarak ülkemizin ve dünyanın çeşitli yörelerine dağılmış olan Betül'ün,Savaş'ın,Burak'ın ve Samet'in kulakları çınlasın..
Aynı oyunu o yaz Dikili'de sergileyerek kendi çapımızda turneye bile çıkmıştık..
Hafta sonu Ankara'ya misafir olan Van Devlet Tiyatrosu oyuncularından bu oyunu izlerken zihnimden geçenler bunlardı biraz da..
Biraz da onca yıla karşın zihnimde tekrarladığım replikler..
Demek hala unutmamışım !..
Bizim dört kişi olarak,oyun metnine sadık olarak sahnelediğimiz oyunu,üç kişiye indirerek ve perdeye yansıtılan animasyonlar ekleyerek sahnelemişler..
Bir kadın ve bir erkek evlenmek niyetiyle ve tanışmak için bir kır kahvesinde buluşmak üzere sözleşirler..
Amaçları tanışmak,anlaşırlarsa evlenmektir..
Hem de hemen..
Ancak toplumsal roller,kurallar,bunların içinde biçimlenen insan ilişkileri,daha karşı karşıya gelmeden çatışmalara neden olur..
Orta yolu bulan garsonun yönlendirmeleri ve sonunda karşı karşıya gelen kadınla erkeğin önce çatışan sonra uzlaşan kişilikleri ile mutlu sona ulaşılır..
İki perdelik oyunun ilk perdesi biraz ağır
gidiyor,ikinci perde daha hareketli..
Seyirciler arasındaki çoğu olgun yaştaki kadın ve erkek seyircilerin kıkırdamalarına bakılırsa,pek sıkılmadıkları da söylenebilir..
Hatta eğlendiklerini söylemek daha doğru olur..
Kadın rolündeki Gül Urgan,erkek rolündeki Edip kamacı,ellerinden geleni yaptılar..
Edip Kamacı'yı oyuncu olarak daha çok beğendiğimi söyleyebilirim..
Garson rolündeki Özgür Titiz de hiç fena değildi..
Van seyircisinin oyunu nasıl karşıladığını da doğrusu merak ettim..
Oyunun biraz fazlaca soyut olan anlatımını birazcık daha yapmacık hale getiren sahneleme biçimini nasıl bulduklarını örneğin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder