Edirne-I Karaağaç
(Plaka no:22)
"Edirnenin Köprüsü taştan kaldırım
Kaldırımdan düştüm beni kaldırın
O kızın uğruna beni öldürün
Ateş de düştü kahpe cihan ko yansın
Sevdiceğim gül yastığa dayansın" (Edirne türküsü)
Gezimizin son durağı Edirne idi..
5 Mayıs günü Kakava Şenlikleri'ne denk geldiği için Edirne'den başlayıp Tekirdağ'da sona erecek olan turumuz Tekirdağ'dan başlayarak Edirne'de son bulacak şekilde yeniden düzenlendi..
Sabah otelde kahvaltıdan sonra hemen yola koyulduk..
Bir gece bir gün boyunca otobüste yolculuk yapmanın yorgunluğunu arınabildiğimiz için herkesin
keyfi yerindeydi..
Hava kapalı ve yer yer yağışlı olmasına rağmen otobüste neşe güneşleri açtı..
Sesi güzel olan hanımlar şarkılar söylediler..
Biz kendine ve sesine güvenemeyenler de oturduğumuz yerden eşlik ettik kısık seslerle..
Sonra her zaman olduğu gibi oyun havaları eşliğinde otobüs koridorunda eller havaya moduna geçildi..
Erik dalı türküsü eşliğinde oynanarak diğer otobüse nisbet yapıldı..
Hepsi yerinde oturuyordu..
Otobüsümüzün neşesini izlettik onlara..
Gülerek el salladılar..
Bütün bunlardan keyiflenen ve kendisi de Türk sanat müziğine hayran olan şoförümüz,şarkılar söyleyerek bizim neşemize katıldı..
Farkına varmadan Edirne'ye geldik..
Yollar şimdi de 22 plakalı araçlarla dolu..
Koca Mimar Sinan'ın ustalık eseri olan Selimiye,Edirne'nin simgesi olarak karşıdan bizi selamlamaya başlamıştı bile..
Ancak ilk durağımız Karaağaç olacaktı..
Bu nedenle ,savaş tazminatı olarak Lozan Antlaşması ile kazandığımız bu küçük ilçeye gittik..
Meriç Nehri üzerindeki tarihi köprüden geçerek..
Yağmur altında ama aldırmadan..
Çok da beğendik..
Tam sınırda kalan bu küçük,sevimli kasaba hepimizin gönlünü fethetti..
Tertemiz sokakları,yemyeşil ve çiçekler içindeki bahçelerin ortasındaki tek katlı evleri,müzeleri,sanata ayrılan köşeleri ve eski kasabaların havasını koruyan sakin ve huzurlu görünümü ile..
Şimdi Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne tahsis edilen güzelim gar binası ile..
Lozan Müzesi olarak düzenlenen eski ama güzel bir köşk ile..
Tabiî bir de hemen karşıdan herkesi kucaklar gibi duran Lozan Anıtı ile..
İlhan Koman Müzesi olarak düzenlenen ve resim,heykel örnekleri ile odaları bezenen güzel yapı ile..
Her yer yeşil,her yer çiçek,her yer huzur,ortalığa hakim olan sadece sükunun sesi..
Bize iyi geldi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder