Başlık yanıltıcı gelir mi bilmem;aslında ilkokul ikinci sınıf öğrencileriyle birlikteydim dün.
Daha önce çeşitli ortak çalışmalarda bulunduğumuz Recep Öğretmen geçenlerde bir öğrencisinin babası ve benim okulumda meslektaşım olan Uğur Öğretmen ile haber göndermişti.Bir şiir okuma yarışması düzenleyeceklermiş ve jüri üyelerinden biri olarak beni de davet ediyorlarmış.Cıvıltının en safıyla birlikte olmayı kim istemez?
Dün yarışma saati olan 11.30'da okullarındaydım.Recep Öğretmen de ayrıntılarla meşgul,koşuşturuyor,son düzenlemeleri yetiştirmeye çalışıyordu,yanında kendisine yardımcı olan öğrenci velileriyle...
Çok imrendiğim görüntülerdendir,size yardımcı olan veliler;liselerde pek göremeyiz nedense...
Çocuklar ortalıkta dolaşıyor,veliler onlardan daha heyecanlı bakışlarla çevreyi süzüyorken etkinlik başladı.
Tam 31 çocuk şiir okuyacakmış,listede öyle görünüyordu;içimden" Aman Tanrım !"diye geçirdim,"Bu iş kaç saat sürer acaba?"Şiirler ya Mehmet Akif'in Çanakkale Destanı ya da Necip Fazıl'ın Sakarya Destanı idi ve ikisi de uzunlukta birbiriyle yarışıyordu.
Zihnimden her biri en az beş dakika tutsa beş kere otuz kaç dakika ederi hesaplamaya çalışırken yanımdaki diğer jüri üyesi ortak kanaatimizi açıkladı:Bugün akşama kadar buradayız galiba!
Neyseki pek korktuğumuz gibi olmadı.
Çocukların çoğu sahne heyecanına yenildi ve şiirlerin tamamını okuyabilenler toplam sayının yarısını aşamadı.Böylece akşama kadar değil ama iki saati aşkın sürede bitti.Son şiir bittiğinde derin bir oh çektik!
Şiirler uzun,aynı şeyin tekrarı bir süre sonra bıktırıcı oluyor,artık bitse demeye başlıyorsunuz;çocukların unuttukları andaki yüz ifadeleri sizi kahrediyor,hele ağlamaları...
Yine neyseki hoş anlar da vardı keyifle izlediğim..
Sırasını savan minikler arkadaşlarını izlemek için ön sıralara oturuyor,unuttukları yerlerde hemen dizeleri söyleyerek yardımcı oluyor,seyircilerden daha güzel alkışlıyor ve hatta arkadaşlarına sahnede destek veriyorlardı.Sırf bu görüntüyü izlemek bile insanı nasıl mutlu ediyor!
Tabii kenarda bekleşen iddialı velilerin tedirgin,hafif hırslı halleriyle eğlenmedim de değil...
Herhalde çocuklarını hazırlarken de en az bir bu kadar iddialı ve hırslı idiler,amacın eğlenmek olduğunu unutarak...
Her zaman olduğu gibi, dünyanın çocuklarla güzel olduğunu da unutarak...Sadece kendi çocuklarımızla değil bütün çocuklarla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder