22 Mart 2015 Pazar

Şafak Ayini ya da Şehitlere Vefa ve Dua

18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 100.yılı,çarşamba günü yapılan resmi anma törenleri ile başladı.
İlçemizde yapılan törende okul olarak hazırladığımız programı sergiledik.Güzel ve anlamlı bir sunuş oldu.
Ben ve tiyatro ekibim için gün sabah ezanı ile başladı.
Çarşı Camii'nde sabah namazından sonra müftümüzün de katıldığı şehitlere vefa ve dua ayini için evlerimizden çıkıp camideki cemaatin arasına karıştık,birlikte saf tutup okunan ayetleri,ilahileri dinledik.Çıkışta dağıtılan ve şehitler anısına hazırlanan yağlı buğday çorbasından tattık.Cemaatle sohbet ettik.
Saat sekizde salonda toplanıp oyuncuların makyaj işlerini jet hızıyla tamamladım.Dokuza beş kala  salondan çıkıp Sakarya Şehitliği'ndeki anma törenine koştuk.Tören başlamıştı.Öğrencilerim çıkış kapısının karşısında askeri düzende yerleşip davetlileri selamladılar,hoş bir sürpriz oldu.
Tören sonunda yine koşarak salona geldik.Salon girişinde hazırladığımız" Şehitlerimiz ve Şehitliğimiz"konulu fotoğraflardan oluşan koridor başında yan yana sıralanıp davetlileri salon girişinde karşılayan ekibim, program başlangıcıyla birlikte sahne arkasında yerlerini aldılar,,.Program başladı.
Benim nazar boncukları dediğim aksilikler de başladı.Saygı duruşunda gelmesi gereken ti sesi çıkmadı,sessizlik içinde saygı duruşunda bulunuldu.İstiklal Marşı için yapılan hazırlık da öyle,ses çıkmayınca müzik öğretmenimiz hemen kürsüde yerini aldı,İstiklal Marşı'nı canlı söyletti, daha da iyi oldu.
Oyun başlayacak,ışıkları söndürmesini beklediğimiz sahne görevlisi söndürmedi,neden sonra ancak sönen ışıklarla başladık,neyseki sonrası sorunsuz gitti.
Tek sorun aşırı endişeli olan kurum yöneticimizdi.Program boyunca sahne arkasında telefon taciziyle bizi bunalttı.İlk kez bir tiyatro oyunu izliyor galiba diye düşünmedim değil..Herkes elinden geleni en iyi şekilde yaparak güzel bir program olsun diye didinir,çırpınırken; kendisinin de aklı başında bir ev sahibi olarak yerinde oturması gerekirken,en gereksiz şekilde, salonda oradan oraya koşturup durması  ve oyun esnasında durmadan sahne arkasına telefon etmeye kalkışması, ilk kez gördüğüm bir garabetti.
Neyseki  oyun son derece güzel ilerledi,çok güzel tablolar canlandırıldı;kenarda bir yandan oyuncu giriş çıkış trafiğini yönetirken bir yandan da keyifle,aylardır provalarını sürdürdüğüm oyunun sahnelenişini izledim,öğrencilerimle gurur duyarak..
Netice-i kelam, Mustafa Bey'in dediği gibi "maksat hasıl oldu".Oyunumuz da programın tamamı da güzel oldu.Öğrencilerimiz hak ettikleri tebrikleri aldı,bizler de..Tebrik etmeyen tek kişi yine yöneticimizdi...
Hala geri dönüşler alıyorum,hiç tanımadığım insanlar programı izlediklerini,çok beğendiklerini,mesajları ,vurgulamaları çok yerinde anladıklarını,salonun girişinden başlayarak programdan bütün olarak çok etkilendiklerini ifade ediyorlar,yöneticimiz hariç...
Kendisini şehitlerimize havale ediyorum,samimiyetimize onlar şahitler ve bizi en iyi onlar anlayacaklardır,ruhları şad olsun,selam ve dualarını, yaşadığım sürece, her gün göndereceğim inşallah!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder