23 Mart 2015 Pazartesi

Kanlı Nigar ve Bir Müzikalin Sahne Arkası

Hafta sonu Kanlı Nigar müzikalini izledim.
Konu zaten bildik,yeni olan izlediğim sahneydi:Leyla Gencer Sahnesi
Yerini bilmediğim için oradaki etkinliklerden uzak duruyordum.
Ürkecek bir şey yokmuş,Uğur'un tarifi,dolmuş şoförünün yardımı ile kolayca gittim,daha da giderim!
7 Mart'ta I Puritanı operasını birlikte izlediğimiz opera solisti Güzin Hanım'ın da rol alacağı  ve beni kulise davet ettiği oyun için biraz erken gittiğim binada,biletimi aldıktan sonra kendisine selam göndermek istediğimi söylediğim görevli doğrudan oyuncu girişine yönlendirince,ben de kulisi görme fırsatı buldum.
Yönettiğim oyunlardan kulisin curcunasını biliyorum.Burası da öyleydi.Erkenden gelen oyuncular makyajlarını yaptırmışlar,giyinmişler,sohbet ederek,şakalaşarak oyun saatini bekliyorlardı.
Beni yadırgayan kimse olmadı,bir kenarda Güzin Hanım'ı beklerken onları izledim,birbirimize gülümseyerek..
Hafta içinde perşembe günü evde radyo dinlerken programa konuk olan bir hanım Kanlı Nigar'ın koreografı olduğunu söyleyince kulak kabartmış,adını aklımın bir köşesine yazmıştım:Deniz Çığ.
Ben kuliste otururken bir hanım geldi,gülümsedik karşılıklı..Sürekli olarak koridorda dolaşıyor,oyuncularla konuşuyor,tatlı sesiyle herkesin hatırını soruyor,arada göz göze geldikçe de karşılıklı gülümsüyorduk;ben onu oyunculardan biri sandım,o da beni kimbilir kim ...
Oyunun başlamasına on beş dakika kalınca tekrar sordum,meğer Güzin Hanım'ın oyun günü değilmiş,aynı rolün diğer oyuncusu görevliymiş..Selamımı söyleyip salona geçtim.
Fuayede oyun ekibinin fotoğrafları asılıydı.Az önce selamlaştığım hanım,radyoda da dinlediğim koreograf Deniz Çığ Hanım'mış!Hay Allah!
Yerime geçerken  baktım,o da gelmiş,salonda oyunu izlemeye hazırlanıyor,yanına giderek radyoda kendisini dinlediğimi,söylediklerini çok yerinde bulduğumu,biz taşralıların en büyük derdi olan opera ve balede matine azlığını...anlattım.İlgiyle dinledi.Birbirimizin telefon numaralarımızı aldık.Yerime geçerken bir sürpriz daha:Güzin Hanım da oyunu izlemeye gelmiş!Onun da yanına giderek kendisini selamladım,başarılar diledim.
Oyunu hep birlikte,dopdolu bir salonda izledik.
Oyun ekibini kutlarım,Özellikle, kuliste yanımdan sürekli geçen, hangi rolde olduğunu kestiremediğim,sahnede fark ettiğim "Kanlı Nigar" Seza Kırgız Hanım'ı..
Gencecik orkestra yönetmeni Burak Şatana'yı...
Danslarıyla oyunu güzelleştiren dansçıları(Neden selamlamaya çıkmadılar?)..
Ve elbette koreografları Deniz Çığ hanım'ı..
Oyuna gelince,hakikaten salonda bir akustik sorunu var sanırım,çünkü sözlerin bir kısmını anlamakta çok zorlandım;üstelik C-3'te oturmama karşın...
Dekoru beğendim,Karagöz'ün hoş bir yansıması olmuş,Özgür Usta'nın eline sağlık...
Metinde mi bir sorun var,yönetimde mi bilemiyorum ama oyun biraz fazla 'hafif' geldi bana ve yanımda oturan hanıma...Perde arasında konuştuk biraz,oyunda vurgulanması gerekenler es geçilmiş,basit anlatım yeğlenmiş diye düşündük..
O 'dejavu' vurgulaması ise çok gereksizdi diye düşünüyorum.
Bugün okulda konuştuğum meslektaşım Uğur,Eskişehir'de izlediği Kanlı Nigar'ı anlata anlata bitiremedi..Bense anlatacak sadece bunları bulabildim.
Bence oyunculara haksızlık edilmeden oyun metni ve yönetimi yeniden değerlendirilmeli..
Bir de salon girişinde ciddi bir bilet kontrolü olmalı,fena karambol oldu ya da bize denk geldi.
Bir Karagöz oyunu olan Kanlı Nigar hakkındaki bu yazıyı da öyle bitireyim:Her ne kadar sürç-i lisan
 ettimse affola...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder