Geçen hafta sonu pazar günü izlediğim oyun Ankara Devlet Tiyatrosu'nun yeni oyunu Bir İnce Sızı Nisan 1915 idi.
Tufan Gündüz'ün Nisan'da İki Gün adlı romanından sahneye uyarlanmış.
Uyarlamaya yazar da dahil edilmiş,Faruk Emre Özünlü ile birlikte teksti yazmışlar.
Yazarın dahil edilmesi nedeniyle mi oyun bu kadar uzun sürdü diye, ilk perde boyunca düşünmedim değil,yer yer oyun sarkıyordu bence..Kitaptan daha özlü bir metin çıkarılabilirdi sanırım demek istiyorum;yoksa konu çok güzeldi.
Oyuncu kadrosu ise göz yaşartıcı bir emek sergileyen 53 kişiden oluşturulmuş.Selama çıktıklarında saydım tam 53 oyuncu!
(Salonun girişinde oyunda görevli olanlar için Ankara'nın neredeyse her semtine servis kaldırıldığını gösteren duyuruyu görünce nasıl bir çaba sergileniyor anlıyorsunuz)
Cüneyt Gökçer Sahnesi mekan olarak seçilmiş.
Yıllar önce Bahçemdeki Ayı'da genç bir oyuncu olarak izlediğimiz Adnan Erbaş yönetmiş.(İlk oyun yönetimi mi acaba diye merak ettim,kötü anlamda değil,çok ince ayrıntılarda bile bir özen vardı,beğendim demek istiyorum.)
Konu bu yıla uygun olarak Çanakkale Savaşı(Haberi olmayanlar için Çanakkale Savaşı'nın 100.yılı) ve Ermeni Tehciri (Onun da 100.yılı)..
Konu güzel işlenmiş,arada güzel,etkili cümleler duyuyorsunuz"-Sen yıkılan bir devletten bir devletçik çıkarmaya çalışıyorsun baba;ama ben o devletin son nefesinde de olsa yanında duracağım! " (Ermeni isyanı çıkartan elebaşlardan Kevork Kirkoryan'ın oğullarından olan ve Çanakkale Savaşı'na gönüllü olarak katılıp,sıhhiye olarak görev yaptığı cephede son nefesini veren Garabet'in repliği)
Şevki Çapa, Garabet rolünde ustalarının yanında ezilmeden rolünü güzel icra etti.
Babası Kevork 'u canlandıran Haydar Gültepe ve annesini canlandıran Pervin Balcı ise ustalıklarıyla parladılar.Onlara aynı ustalıkla Cevat Yazman,Eray Eserol,Özgür Cengiz de eşlik etti.Diğer oyuncuların da hakkını yememek gerek,ellerinden geleni sundular.İki saat kırk dakika süren etkileyici bir oyundu.
Dekor(Sinan Yardımedici),kostüm(İnci Kangal),ışık(Mehmet Yaşayan),müzik(Gürkan Çakıcı)sorumluluklarının altından ekipçe kalkmışlar.Her şey yerli yerindeydi.
Ancak oyun metni yeniden elden geçirilse mi acaba diye eklemeden edemedim,ilk perdede oyunun sarkan yerleri için bir etkisi olabilir belki..
Okulumun adı iade edilsin:Yaşasın Polatlı Lisesi!(İade edilene dek geçen 42.gün)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder