Hafta sonunda cumartesi günü gidip gördüğüm, yeni ve Neşet Ertaş'ın yaşamından çizgilerin, yine ona ait türkülerle harmanlandığı Neşe'Dert'Aşk adlı oyun oldu.
27 Mart'ta ilk gösterimini yapan oyunu ancak izleme fırsatı buldum.Aslında daha önceki haftalarda gittiğim Cinderella adlı bale gösterisi bittikten sonra, yine Küçük Tiyatro'nun kafesine oturup kitabımı okurken bir yandan da içerden gelen türküleri ve sazın sesini dinlemiştim,merak ve ilgiyle,neyse..
Oyunu beğendiğimi söyleyerek başlayayım.Özellikle sazıyla türküleri seslendiren"Aşk"rolündeki Mert Kılıç'ı..Oyuna,türküye,saza çok yakışmıştı.
"Neşe" rolündeki Alpay Ulusoy'un oyununu da beğendim..Kırşehir ağzıyla konuşurken bazı seslerde (nazal n)(bilinçli mi bilemem)tam olmadığını düşündüm ama doğrusu rolüne yakışmıştı.
Oyunun kostümleri sadeliğiyle güzeldi,oyunu,türküleri,Neşet Ertaş'ı parlatmak adına,bence doğru bir seçim olmuş..
Hareket düzeni de öyle,oyuna uymuştu.Oyun boyunca paravanların içinde dönen dört isimsiz kahramana tebriklerimi iletirim.Her oyunda olmasına şiddetle itiraz ettiğim video tasarımı da yerindeydi diyeyim,emeklerinize sağlık..
Projeyi pişirip önümüze getiren Şirin Aktemur Toprak ve yönetmen Umut Toprak'a da tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum.
Eleştirim ise oyun metnindeki (Neşet Ertaş'a ait olmayan) yapmacık ifadeye..
Benim kulağımı tırmalayan,edebi ve incelikli anlatımdan uzak,üstelik oyuncuların da yapmacıklığını ve dolayısıyla iticiliğini örtemediği ifadeler olmasa;sadece ozanın kendi anlatımı düzenlenerek sunulsa yeterliydi,türkülerse zaten kendi başına birer hikaye anlatıyor..
Kısacası biz Neşet Ertaş dinlemeye,bir 'abdal'ın hayatından bir kesit izlemeye gittik ve aradığımızı da bulduk,gerisi de teferruat diyelim..ellerinize sağlık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder