Eğin-III
Yemek sonrasında Apçağa Köyü içerisinde gezdik..
Cuma namazından çıkan amcalarla sohbet ettik..
Bu arada yağmur durmuş,hava açılmıştı..
Öğleden sonra tekrar Eğin'e döndük..
Yağmur yine başladıysa da onu önemsemedik..
Sabah yürüyüşte gezindiğim Manili Yol'da bu kez bütün kafile ile bir kez daha yürüdük..
Yöresel bir tatlı çeşidi olan lök yapım evinin bulunduğu Lökhane'yi ziyaret ettik..
Tadı oldukça yoğun..
Su değirmenini de ziyaret ettikten sonra serbest zaman verildi..
Yağmur da hızını iyice arttırmıştı..
Yağmurluk sırtımda,şemsiye tepemde vurdum kendimi Eğin sokaklarına..
Yağmur şehrin sokaklarını yıkarken ben hâlâ içlerinde ceviz,dut,trabzon hurması,elma,şeftali,erik,armut ,kayısı ağaçlarının sıralandığı bahçelerin arasından yürüyordum..
şehrin her noktasında dağların içinden köpüren sular,kendilerine verilen yöne göre çağıldayıp akıyor..
Güzelim evlerin bir de kapı tokmakları var ki,demirci ustalarının el emeği göz nuru..
Şimdi restore edilenlerde de aynısı taklit edilerek takılıyor..
"1921 ağustosunun son haftası.Yunan ordusu Ankara yakınlarına kadar gelir.Millet Meclisi'nde tartışmalar vardır.Muhalifler,Mustafa Kemal Paşa'ya ithamlarda bulunur.bunu öğrenen Eğinliler,Misak-ı Millî Derneği'ni kurarlar ve Mustafa Kemal Paşa'ya bağlılıklarını bildiren bir telgraf çekerler.telgraflarında,orduya asker,silah göndereceklerini bildirir ve Eğin'in adının değiştirilmesini talep ederler.Telgrafı Misak-ı Millî Derneği'nin başkanı Hanifizade Ömer Lütfü Bey çeker Paşa'nın ikinci adı olan Kemaliye olmasının talep eder.Mustafa Kemal meclis kürsüsünde konuşurken bu telgraf ona uzatılır.Hemen okur.'Efendiler,'der.'Bizlere milletin güveninin kalmadığını söylüyorsunuz.Bakın şimdi aldığım bir telgrafı okuyacağım.'Kendisine uzatılan telgrafı bütün Meclis'e okur.Eğinlilerin bağlılık bildirgeleri milletvekillerini bir nebze rahatlatır.Mustafa Kemal,hemen ertesi gün Hanifizade Ömer lütfü Bey'e (Arıtan)telgraf çekerek hem teşekkür eder,hem de isminin Eğin'e verilmesini bildirir.22.10.1920'den itibaren Eğin,Kemaliye olur.Eğin adı da türkülerde kalır."
"Eğin'in altından akan Fırattır
Ağamın bindiği demir kırattır
Sılaya dönmesi hayli murattır
Tez gel ağam tez gel Eğinli misin
Sılaya dönmeye yeminli misin
Eğin dedikleri bir küçük şehir
Ana ben cahilem çekemem kahir
İn gel ağam in gel Eğinli misin
Sılaya gelmeye yeminli misin"
Kemaliye Uluslararası Kültür ve Doğa Sporları Şenliği ile adını sınırlar ötesine taşıyan;
sokaklarında gürül gürül çağlayan sular,yemyeşil meyve bahçeleri ile gözlere,gönüllere kendini sevdirip hafızaya kazınan Kemaliye'yi gördük,havasını soluduk,yemişlerinden tattık,yağmurun yıkadığı sokaklarında yürüdük,gönlümüzde silinmez bir yer vererek ayrıldık, hüznün damla damla sızdığı bu güzel şehirden..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder