21 Ocak 2019 Pazartesi
Gap'ı Gaptık-22
Zeugma
Gaziantep'ten ünlü Mozaik Müzesini gezmeden ayrılmak olmazdı elbette..
Biz de öyle yaptık..
Biraz koşturarak da olsa gezdik..
Oradaki mozaikleri görünce bir yarım günü buraya ayırmanın daha doğru olduğunu da gördük elbette..
Müzenin hemen önünde de hoş bir sürpriz vardı..
Yani ilk kez gören bizler için..
Eski ticaret yolu üzerinde olan Gaziantep'in bu özelliğini vurgulamak için yol boyu dizilmiş giden deve kervanı görüntüsünde heykel grubu..
İlk fotoğraflarımız o oldu..
M.Ö.300'de Makedonyalı İskender'in komutanlarından Selevkos I Nikator'un kurduğu bu olağanüstü kentin baraj sularına gömülmeden önce çıkarılan yer ve duvar mozaiklerini görünce antik çağ insanlarının nasıl da yaratıcı,ince zevkli oldukları karşısında duralıyorsunuz 21.yüz yıl insanı olarak..
Karşımızda duran bu mozaik resimler 2400 yaşında !..
Pırıl pırıl..
Rengarenk..
İnsan yüzlerindeki ifadeler bakanları sersemletecek kadar canlı....
Üstelik bu ifade fırçayla değil minik renkli taşların yan yana dizilmesiyle oluşturulmuş..
Nasıl bir sabır,teknik,yaratıcılık; kısacası ustalık..
Sanat tarihi uzmanı rehberimizin arada işitebildiğimiz anlatımlarıyla hızlı gezimizden notlar:
En sevilen motifler damla,urgan,derinlik veren üçgen motif,ters balta motifi,çift ağızlı balta(labriys)motifi,çeşitli bitkisel motifler..
Hieraldicler,yanibitmeyen yuvarlak ve artı işaretleri,kırmızı ve siyah renklerde..
Onların kenarlarında meyveler,çiçekler..
Masum aşkın simgesi olarak bilinen Eros ile Psyke mozayiği..
Okeanos ve kızkardeşi/sevgilisi Tetis mozayiği..
Kronos'un kesilen üreme organının atıldığı Kıbrıs'ta bir istiridyeden doğan Afrodit'in doğuşu mozayiği..
Mevsimler mozayiği..
bahar tanrıçası Ear mozayiği..
Fenike kralının kızı Europe'nin kaçırılması mozayiği..
Koca bir duvarı kaplayan Dionisos ile Ariadne'nin düğünü mozayiği..
Sadece üçte birlik bölümü var,gerisi duvara
projektörle yansıtılan tamamlama şeklinde..
Üçte ikilik bölüm kaçak bir kazı neticesi 1992'den beri kayıp
Yunuslara binmiş Poseidon'un altında yer alan Meyender motifi..
Menderes Nehrinin kıvrımından dolayı motif bu adla anılıyor..
Antik çağ inanışının izlerini,tanrı ve tanrıçalarını,hikayelerini anlatan dizi dizi
mozaikler..
Euphrater(Fırat'ın doğmasına neden olan nehir tanrısı) mozayiği
..
Eve gelen tanrı karısını yorganın altında biri ile görür,öldürür..
Meğer karısı yanında oğlu ile birlikte uyumuştur..
Bunu anlayınca çok üzülen tanrı ağlamaya başlar..
O kadar çok ağlar ki Fırat Nehri doğar..
Aşil'in haremde bulunuşu mozayiği..
Tanrıça Thetis'in oğlu Aşil,Truva Savaşı öncesinde annesi tarafından Kral Lykomedes'in
Skyro adasındaki sarayındadır..
Haremde, kadın kıyafetiyle saklanmaktadır..
Böylece annesi onun savaşta ölmesini engellemeye çalışmaktadır..
Ancak Aşil'e çok ihtiyacı olan başkomutan Agamemnon onu bulması için Odysseia'yı görevlendirir..
Odysseia da dilenci kılığına girer..Yanına aldığı bohçadaki kadınların ilgisini çekecek kumaş,ayna,süs eşyası gibi satılacak nesneleri ortaya döker..Haremdeki kadınlar başına üşüşürler..
Bohçadan bir de kılıç çıkar..Odysseia,"Silah başına !" diye askerleri bağırtır..Aşil bir anda elini kılıca atınca kimliği ortaya çıkar..Bunun üzerine Aşil de savaşa katılmak zorunda kalır..
Bir taban mozaiğinde de bu hikaye canlandırılmıştı..
Savaş tanrısı Mars'ın benzeri olmayan en büyük boyda bir heykeli müzenin birbirinden kıymetli eserleri arasında..
Su altı taban mozayikleri de var..
Latrin(tuvaletler) de..
Truva(nın eski adı olan İlusa(illion) da..
(Her biri birer hikaye anlatan incelikle işlenmiş mozaikler arasında gezinirken aklıma geldi..
Bizde bir dönem kullanılan duvar halıları vardı..
Kahveci Güzeli,Geyikli gibi isimlerle bilinen..
Boş duvarları şenlendirir, o zamanın çocukları olan bizlere hayaller kurdururdu..
Vee son olarak ünlü çingene kızı mozayiği..
Onu tek başına bir bölümde sergilemişler..
Karanlıklar içinde..
Özel bir ışıklandırmayla..
Bir mabede girer gibi yanına giriliyor..
Huşu içinde seyrediliyor..
Fotoğrafı de çekilemiyor..
Ortam nedeniyle çekilen her fotoğraf flu çıkıyor..
Hafızanızdaki görüntüyle ayrılıyorsunuz..
Ama ne görüntü..
İçeri girerken bakışlarını size adeta mıhlıyor,gözünüzü ondan alamıyor,ona doğru çekiliyorsunuz..
Antik çağların bakışlarıyla hipnotize eden büyücüleri gibi sizi büyülüyor,sessizce ona bakıyorsunuz..
Sonra da,benim gibi, tekrar içeri girip bir kez daha onu görmek istiyorsunuz..
Zeugma Mozayik Müzesi uzun saatleri ayırmaya değer güzellikte ve zenginlikte..
Görmek,incelemek,sonra da üzerinde uzun uzun konuşmaya değer bir hazine..
Ve ne mutlu ki bizim topraklarımızda..
Biraz önce okuduğum bir yazı iyi bir haber daha veriyor..
Aslında 300 metrekarelik bir alana işlenen bu mozayiğin Amerika'da Ohio Üniversitesinde bulunan diğer parçaları Türkiye'ye iade edilmiş,geçen kasım ayında..
Yetkililerimiz,oradaki parçaların bu mozayiğe ait olduğunu kanıtlamış..
Yakın bir tarihte tamamını izleyebiliriz böylece,umarım hüzünlü bakışlı çingene kızını,Zeugma'nın Mona Liza'sını..
Öyle anılıyor zira..
Rehberimizin anlattığına bakılırsa,
bakışındaki etkileyicilik özel bir teknikle elde edilmiş..
Portre sanatında ileri bir nokta olan "üç çeyrek bakış"şeklinde ifade ediliyor..
Da Vinci de Mona Lisa'sında aynı tekniği kullanmış..
Başının yanındaki asma filizlerinden dolayı Dionyssos şenliklerindeki Menadlardan biri veya Büyük İskender'in portresi olduğu da ileri sürülüyor..
Mozaik ustalarından adı bilinenlerinden biri de Samsatlı Zozimos..
Kahvaltıdaki Kadınlar Mozayiği adlı eser,4. asırda Menandros'un Kahvaltı Sofrası adlı bir komedisini taban mozayiğine resmederek oluşturulmuş..
Bazı mozayikler bir eserin canlandırması şeklinde olabiliyor kısacası....
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder