Halfeti
Göbeklitepe'ye gidemedik..
Halfeti'ye gittik..
Kırk dereceyi aşan ağustos sıcağında baraj gölünde motorla gezinti yaptık..
Masmavi sularda dolaşırken yüzümüze vuran serinlik iyi geldi doğrusu diye baştan özetleyeyim..
Şimdi ayrıntılar..
Urfa'dan öğleyi geçerken yola çıktık..
İstikamet Halfeti..
Birecik Barajı'nın yuttuğu bölgeyi gezeceğiz..
İki gün önce Nemrut Dağı'nda,sabah Urfa'daki otelde kahvaltı salonunda gördüğümüz diğer gezginler en çok Halfeti'yi beğendiklerini dile getirmişlerdi..
Beklentimiz bu nedenle daha da yüksek..
Yolumuz çok uzun değil..
Yol boyu pamuk tarlaları,Urfa'yı geçtikten sonra yerini fıstık bahçelerine bıraktı..
Her yer göz alabildiğine fıstık bahçesi,fıstık ağacı..
Rehberimiz bir saatlik yol boyunca bilgileri sıralıyor..
1999'dan beri su tutan baraj nedeniyle eski Halfeti sular altında..
Halfetililer 10 kilometre öteye taşınmışlar..
Olmuşlar Yeni Halfetili..
Şaka bir yana yolu güzel..
Şehrin kendisi de..
Küçük,sevimli,kalender..
Urfa'nın nemden boğulan 43 derece sıcağından sonra kuru sıcağı bile sevimli geldi..
Birecik Barajı yap-işlet-devret yöntemiyle 19 yıllığına özelleştirilmiş..
Baraj alanı şimdi piknik alanı..
Kara gülü meşhur..
Kara gül kolonyası da..
Gezinti için motora biner binmez hepimizin ellerine serpilerek ikram edildi..
Yoğun bir kokusu var..
Morumsu bir rengi..
Üzerimize de dökülünce leke bırakacak galiba,dedim;ama leke bırakmıyor..
Bu arada ikindi sıcağında baraj gölü gezimiz başladı..
50 dakika sürecekmiş..
Halfeti ise 46 derecede yanıyor..
Bizse..
50 dakika serinlikteyiz demektir..
Herkes motorda gölgelikleri paylaştı..
Rum Kale,baraj kıyısında bir yapı..
Kalenin olduğu yer,Antep'in Yavuzeli ilçesi oluyormuş..
Yani gölün bir kıyısı Urfa,bir kıyısı Antep ili sınırı içinde..
Rehberin ifadesiyle,üç ilin sınırları içinde kalan bugünkü baraj suları ,aslında Fırat Nehri,eski dönemde ticaret yolu ve dolayısıyla kontrol bölgesi..
Bu kale de bunu sağlamak için..
bir zamanlar içinde yaşayanlar varken şimdi terk edilmiş..
Mağaralar dikkatimizi çekiyor..
Kıyı boyunca irili ufaklı sayısız mağara var..
Eski Halfeti'nin sular üzerinden yükselen tek yapısı minare de öyle..
Buradaki adıyla Batık Minare..
Hepimizin bakışları oraya dikiliyor..
Bir de suyun rengine..
Yani Fırat'ın..
Yeşil,turkuaz,hatta kimi yerde lacivert..
İnsanların çocuklarına bu adı neden verdiğini belki de anlıyoruz..
Öyle güzel rengi var ki Fırat'ın..
Ancak ikindi sıcağı suyun üzerinde bile etkili..
Çok serinleyemesek de en azından harikulade sularda gezinmek de neşelendiriyor hepimizi..
Bu arada motordan inince görüyoruz..
Belediyenin de gezinti motoru işletmesi var ..
Hem de 15 lira..
Üstelik Kızlar Mağarası,Rum Kale,Batık Minare de güzergah içinde..
Yine biraz,bu turla kazık yedik huzursuzluğu..
Üstüne Halfeti sıcağı..
Ama sevdik burayı..
Küçük bir sahil kasabası görünümünde..
Biraz kıyısında ve hemen kıyıdaki parkında geziniyoruz..
Sonra gitme vakti geliyor..
Otobüse doluşup sessizce yola çıkıyoruz..
İstikamet Birecik..
Kelaynakları göreceğiz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder