Hatay Arkeoloji Müzesi
Saint Pierre kilisesi'nden sonra tur programı gereğince müzeye götürüldük..
İkindi civarıydı..
Müzenin kapanışına bir saat kadar vardı..
Bu durumda koca müzeyi koşa koşa gezmekten başka çare olmadığı için neredeyse sadece fotoğraf çekmek için duraladık;sonra ayrıntılı olarak bakarız,diye umutlanarak..
Başladık hem hızla yürüyüp hem fotoğraf çekmeye..
Böyle müze gezisi mi olur?..
Olmaz tabiî..
Ama çare yok..
Girişte bizi Şuppiluliuma'nın heykeli karşıladı..
Kendisini usulünce saygıyla selamlayamadan yolumuza devam ettik..
Vakit yok ki !..
Paleololitik dönem..
Roma dönemi..
Bizans dönemi..
İslam dönemi..
Bin yılların önünden iki saniyede geçip gittik..
Taş aslanlar böyle koşar adım gezen bizlere gülmekten kendilerini alamadılar elbette..
Sonuç olarak hayal kırıklığı içinde yaptığımız ve hayal gibi biten bir müze gezisi oldu..
Hazinelerin önünden göremeden geçtik..
Zeugma müzesi'nde gördüğümüz güzelim mozayik örneklerinden burada da vardı elbette..
Hem de duvarlar dolusu..
Galeriler dolusu..
Ama hani zaman?..
Daha önce İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde gördüğüm lahitlerin başka örnekleri bu müzede de var..
Her birini sindire sindire incelemek gerek..
Ama heyhat !..
İstanbul Arkeolojisi Müzesi'nde yorulana kadar saatlerce gezmiş,iyice içimize sindirmiştik..
İyi ki öyle yapmışız..
Yıllar geçti,hâlâ gözümün önünde o benzersiz eserler..
Ankara Etnoğrafya Müzesi de keza..
Defalarca gittim,her seferinde üç saate yakın gezdim..
Hâlâ bitirebilmiş değilim..
Rehberlerimizin gerekçeleri her zamanki gibiydi:
"Müzeleri ayrıntılı olarak gezmek böyle turlarda mümkün değildir.Bunun için ayrıca gelmek gerekir"
Nokta..
Doğru söze ne denir !..
Bu nedenle,şimdi müzeyi gezerken çektiğim fotoğraflara bakarken,hiç gezmemiş gibi oluyorum..
O müzeyi hakkıyla gezmek için hiç olmazsa yarım günü ayırmak gerekirdi..
Şimdi sızlanıp durmazdım..
gerekir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder