İkindi vakti,gölgeler uzarken Akdamar Adası'na geldik..
Hava hâlâ sıcaktı;ama dayanılabilir seviyedeydi..
Dışarıdan küçük,sevimli,yeşil bir ada Akdamar..
En büyük özelliği üzerindeki kilise..
Daha önce de yazdığım gibi Van Gölü üzerinde dört ada var,bunların üçünde de kilise..
En ünlüsü de Akdamar..
Akdamar ve Tamara efsanesine yazacakdeğilim..
Onu herkes biliyor..
Benim asıl ilgilendiğim nokta,kilisenin duvarlarını tablo gibi bezeyen taş sanatkarlarının ustalıkları..
Her bir duvara birkaç İncil hikayesini yansıtmışlar..
Başlangıçta bir şey anlamadık;ancak rehberimizin açıklamaları ve daha önce edindiğimiz bilgiler bir araya gelince, bin yıllık yapının duvarlarındaki her bir tablo anlam kazanıverdi..
Örneğin Abbasi döneminde yaptırılan kilisede dönemin halifesi Muktedir'e de bir panoda yer verilmiş,bir elinde şarap kasesi ile,böylece onu da onurlandırmış mı olmuşlar acaba?(doğu duvarı)
Güney duvarında Yunus Peygamber'in denize atılması,balığın onu tekrar kıyıya bırakışı,İbrahim Peygamber'in İsmail'i kurban etmek üzereyken gökten bir koç inmesi,Davut Peygamber'in Golyat'la mücadelesi canlandırılmış..
Batı cephesine yapılan jamatun yani cemaat evi buradaki birçok figürü kapatmış maalesef..
Üstelik yapının ana girişi buradan imiş..
Kuzey duvarında Havva'nın yılan tarafından kandırılması ve Adem'le Havva'nın cennetteki yasak meyvayı yemeleri taşa işlenmiş..
Daha pek çok sahne var,İncil'den alınarak duvara işlenen;ancak biz bu konularda çok bilgili olmayınca anlamına pek varamıyoruz..
Örneğin bağdaş kurmuş Yunus Peygamber ve Ninova Kralı,Danyal Peygamber'in aslan inine girmesi,ateşe atılan üç İbrani genci,Vaftizci Yahya,üç atlı aziz,her cephede yer verilen İsa Peygamber,annesi Meryem ile,annesinin kucağında çocuk olarak..
Kiliseyi yaptıran Ermeni Kralı I.Gagik de batı duvarında kilisenin maketini İsa Peygamber'e sunarken tasvir edilmiş..
İncil yazarları olan Yuhanna,Matheus,Marcus,Lukas her duvarın tepesinde ayrı ayrı yer alıyor..
Ayrıca çeşitli hayvanların ve bitkilerin,saray yaşamından,günlük yaşamdan çeşitli sahnelerin de duvarlarda tasvirleri var..
Kilisenin batı kapısından başka bir de kuzey kapısı var..
İçi sade,pek bir gösterişi yok,dışının tersine..
sadece II.Abdülhamit devrinde burada bir okul ve yönetim binası(Katolukosluk Sarayı) inşa edilmesine izin alınmış..
Bunun için hükümdara sevgi ve saygılarını sunan ve Ermeni halkı için bu yapıların önemini vurgulayan bir plaketin Türkçe ve Ermenice örnekleri sergileniyor..
Dönemin dil ve üslubunu yansıtan metin şöyle:
" 1 Haziran 1884
Ben İsa'nın kulu ve dualarınıza muhtaç Katolikos Rişdenikli Der Haçadur,
Osmanlı Hükümdarı Ulu Hakan II.Abdülhamid Muzaffer han'ın taht-ı saltanatında temelden inşa edilen Katolikosluk sarayını ve okulu çok muhtaç milletime ithaf ediyorum.Gerçi sevgimin harareti çoktandır beni teşvik ediyordu.Lakin yoğun işlerimin meşguliyeti el vermiyordu.Bu inşaatların saçacağı manevi nur ruhu için her şeyden kutsal bir değerdir.Yaslı halkımın acısı ilimperver Ermeni çocuklarıyla dinecek."
İlimperver çocuklar yetişti mi bilinmez..
Ancak görülen o ki,kilisenin çevresi mezarlık olarak değerlendirilmiş ,her yerde mezar var..
Bazıları son derece sanatkarca işlenmiş..
Sonsuz uykularını ne kadar huzurla uyuduklarını bilemem..
Yanlarından her gün yüzlerce insan bütün gürültücülükleriyle gelip geçiyor zira..
Geçen yıllarda burada bir ayin gerçekleştirilmişti..
Onun izleri hâlâ duruyor..O ayinde kullanılan mumlar,onların dikildiği, kum dolu masalar,kilisenin jamatun(cemaat yeri) duvarına yaslanmış duruyordu..
Bu kez içimize sinerek gezdiğimiz adadan akşam üzeri ayrıldık..
Güneş batarken Van Gölü üzerinde renkler birbiriyle yarışırken Akdamar Adası'na son kez el sallayıp onu kendi bin yıllık sessizliğinde bıraktık..
Sabah Erciş'te başlayan günümüz,bu akşam Tatvan'da sona erecek..
Birazdan yine yola revan olup Tatvan'a gideceğiz..
Böylece Van sınırlarından Bitlis sınırlarına geçeceğiz..
Ülke sevgisinin daha derinden hissedilmesi için yurt gezilerinden daha iyisi yok galiba..
Her gezdiğimiz bölgede,şehirde,kasabada,köyde,dağda,derede,harabede,mamurede bunu bir kere daha anlıyoruz..
Şimdi dinlenme zamanı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder