"Sen ne güzel bulursun
Gezsen Anadoluyu
Dertlerden kurtulursun
Gezsen Anadoluyu
Billur ırmakları var
Buzdan kaynakları var
Ne hoş toprakları var
Gezsen Anadoluyu"
Eski bir çocuk şarkısının sözleri bu..
Çocukların gevrek seslerine ne güzel yakışır..
Bir hafta süren Doğu Anadolu turunu bitirip evimize döndük..
Zihnimizde biriken nice güzel izlenim,görüntü,anı demetleri ile..
Tabiî fotoğraf makinelerine de çok iş düştü..
O kadar çok fotoğrafını çektik ki..
Dağların,ırmakların,bitkilerin,köylerin,şehirlerin,tarihî yapıların,günümüz yapılarının,yöresel ürünlerin,insanların,kısacası 'yalnız ve güzel' yurdumuzun..
Yaşadığı yere sahip çıktığına şahit olduk..
Gençlerin nerede yaşarlarsa yaşasınlar aynı rüzgardan etkilendiklerini ve bu konuda taviz vermeye hiç de niyetli olmadıklarına şahit olduk..
Bunlar güzel ayrıntılar ve insanı gönendiriyor..
Ancak doğuda kadın olmanın (hâlâ )kolay olmadığını da gördük..
Türkiye'de kadın olmak,özellikle son dönemde, hiç kolay değil,bunu görüyor,okuyor,kahroluyoruz..
Nasıl mı?
Örneğin sokakta kimse rahatsız edici bir söz söylemedi ama gözlerini hiç de kaçırmadan üzerimize dikmekten de vazgeçmedi..Bunu özellikle sabah yürüyüşüne çıktığım zaman açık olarak gördüm..
Giysilerimin kesinlikle dikkat çekici olmamasına rağmen..
(Ayağımda bol bir kumaş pantolon,üzerimde uzun kollu, bol,bütün düğmeleri ilikli bir erkek gömleği)
Ben yabancıydım onlar için ve kadındım..
Bunu bir çocuk merakı ile açıklamak mümkün değil; çünkü sakallı,bıyıklı, yaşlı başlı adamlardı hepsi de..
Sabah yürüyüşlerimden vazgeçmedim hiçbir yerde ama o yörede oturan kadınlar için de üzüldüm doğrusu..
Bunu Tatvan'da hele Kemaliye'de hiç hissetmedim doğrusu..
İki şehirde de iki gün kaldık,iki kere sabah yürüyüşü fırsatı buldum..
Hiç rahatsız edici bakış görmedim..
Erzincan'da Girlevik Şelalesi'nde başlayan Doğu Anadolu gezimiz,Erzurum,Kars,ağrı,Van,Bitlis,Muş,Bingöl,Elazığ üzerinden devam etti..
Son durağımız Sivas'tı..
Yapılış,kuruluş,bulunuş öykülerini dinledik,okuduk,izledik,not aldık;kiminde hüzünlendik,gözlerimiz nemlendi;kiminde büyülendik, gözlerimiz ışıldadı..
Gittiğimiz yerlerde bize ikram edilen yöresel ürünlerin tadı ile damaklarımız şenlendi,ağzımız gülümsedi..
Dolayısıyla siyasetçilerin çok kullandığı o sözü biz anlamına vararak söyleyebiliriz şimdi:
Bu güzel yurdun her karış toprağı,her taşı,çimeni,ağacı,harabesi,suyu,havası,insanı,hayvanı,yeraltı veya yerüstü zenginliklerinin hepsi, kısacası her şeyi çok kıymetlidir,asla kimseye verilmez,verilemez..
Biz bunların hepsiyle varız,bütünüz;onlar olmadan eksiğiz,yanlışız,kusurluyuz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder