Perşembe, dersimin olmadığı gün..
Dolayısıyla yapmam gerekenleri o güne topluyorum..
Sabah ilk iş,mezarlık ziyareti elbette;annem ve babamı ve yolumun üzerindeki kabirleri selamlayarak,dualarımı ruhlarına bağışlayarak en önemli görevimi ve aslında en önemli işimi tamamladıktan sonra annemin sütçüsünü bekleme,sütü alma,pişirme işlerini de hallettim.Sıra geldi planladığım ziyaretlere başlamaya..
İlk olarak yeğenlerimin okullarına gittim.Belgesel çekiminde görev verdiğim yeğenim ve arkadaşı için birer belgesel kaydı hazırlatmıştım,kendilerine onları vereyim,hem motive olsunlar,orada gösterdikleri başarıyı derslerinde de göstersinler hem de güzel bir anı olarak saklasınlar istiyordum.
Okuldaki ve diğer okullardaki tanınırlıklarının arttığını duyarak şaşıran ben oldum.Meğer o belgesel arkadaşları tarafından bayağı izlenmiş,hatta bazı okullarda derslerde izletilmiş..Eh,bunun üzerine ben de yeğenime gelecekle ilgili birkaç öğüt verme fırsatını kaçırmadım.Dinler göründü,umarım kulağına girmiştir sözlerim..
Sonra sıra geldi ikinci ziyarete..
Belgesel yapımı sırasında Nazik'in Türküsü'nü seslendirerek güzel sesiyle katkıda bulunan Zeynep Hanımı okulunda ziyaret ettim.
Dersinin olmadığı bir ana denk gelmişim.Bir saat kadar kaldım.Sohbet ettik,birbirimizi biraz daha tanıdık,sonraki çalışmalarımda katkı sunmak istediğini söyleyerek bir kez daha nezaket gösterdi.Elbette çok sevindim.
Üçüncü ziyaret ilçemizin kıyı kenar okullarından birinde öğretmenlik yapan öğrencim Aşkın'a olacaktı.Okulda olacağını söylediği için Zeynep Hanım'la vedalaşıp oraya yöneldim.
Daha önce de gittiğim okulda tanıdık simalarla selamlaşıp Aşkın'la sohbet ettim.Meğer ilçede yapılacak olan şiir okuma yarışması için hazırlık yapıyorlarmış,beni de hazırlığa dahil etti.Sonra sınıfına misafir etti.Fırsatı kaçırmadım elbette.Biri 8., digeri 6.sınıfa olmak üzere iki derse katıldım.Gençliğin eşiğindeki öğrencileri izleme fırsatı buldum.Bir yandan da otuz yıl önceki aynı çiçeği burnunda öğretmen hallerimi gözümün önüne getirmeye çalıştım.Aşkın'ın öğrencileriyle sohbet ettim.Doğrusu kendi öğrencilerimden daha ilgiyle dinlediklerini söylemeliyim.
Saat ilerlediği için Aşkın'la vedalaşıp eve geldim.Sütü mayalayıp Sakarya Anıtı'na yöneldim.Badem çiçekleri açalı çok oldu,vakit geçmeden her yeri badem olan Anıt'ta badem çiçeği kokulu bir yürüyüş
yapayım istedim.Tam yürüyüşe başlamıştım,telefon çaldı.
Sabah mezarlıkta, askerlere bir süre önce ilettiğim üç bakımsız mezarın hala bakımsız olduğunu görünce okul komutanlığını arayıp konuyu tekrar iletmiştim.
Arayanlar konunun ilgilileriydi.O mezarları ve ne yapılması gerektiği ile ilgili mezarlıkta bir ziyaret yapabilir miyiz,diye soruyorlardı.Benim badem çiçeği kokulu yürüyüş planım olamayacaktı anlaşılan!
Neyse,yeter ki o vefat eden askerler,hele de bir şehidimiz, bakımlı birer mezara kavuşsunlar diyerek mezarlığa gittim tekrar..Mezarları gösterdim, neler yapılması gerektiğini kendileriyle tekrar görüştüm,saat ilerlemişti;Anıt kapanacak,yetişemem,bari Huzurevi'ne gideyim diyerek oraya yöneldim.Nasılsa dertleşmek,söyleşmek isteyen bir yaşlımız vardır!
Gerçi Sabiha Hanım'ın yanına uğrayınca başka bir yaşlıyı daha ziyaret etmeye vakit kalmıyor ama olsun.
Yine öyle oldu.Girişte Huzurevi sorumluları ve çalışanlarıyla selamlaşıp Sabiha Hanım'ın odasına yöneldim.Yalnız oturuyordu.Sohbetle başlayıp dertleşmeyle devam eden konuşmamızı akşam ezanına kadar sürdürdük.
Eve geldim,yoğurdun üzerini açtım.Pazara çıkıp alışverişimi yaptım.Eve döndüm.Son olarak annemin arkadaşı Resmiye Teyze'yi arayıp hatırını sordum.Telefonla da olsa onunla da biraz sohbet edip günü tamamladım.
Böylece boş bir günüm dolu dolu geçti.
Okulumun adı iade edilsin:Yaşasın Polatlı Lisesi!(Adı iade edilene dek geçen 9.gün)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder