Malaren Gölü'nün kıyısındaki Sigtuna
Kasabası'na..
İsveç'in en eski yerleşim bölgesi imiş..
Bir belediye binası var..
Rehberimiz ortasından kule çıkan bina bu topraklarda belediye binasıdır,demişti..
Eh,o zaman küçük meydandaki bina da o olmalı..
Bir odasında şimdi antika olan eski bir masa ve sandalyeleri dizmişler,duvarda da dantelli gömlekleriyle zamanın belediye başkanı ve meclis üyelerinin büyük boy portreleri..
Diğer tarafta da küçük bir hediyelik eşya dükkanı..
Avrupa'nın her yerinde olduğu gibi burada da şık,zarif,çekici,çeşitli hediyelik standları mevcut..
İşi daha da ilginçleştirerek,çalışanlara da dönem giysileri giydirmişler,daha da çekici köşeler oluşturmuşlar..
Çalışanlar çok nazik,kibar,işlerini sahiplenerek yapan insanlar..
Kimseyi bir kenarda elinde telefonla görmedim..
İşini küçümseyerek,gelenlere lalettayin göz atıp başından savanları görmedim..
Norveç'te Floyen Tepesi'nde iken gördüğüm, tuvalet temizleyen genç,güzel ve güler yüzlü hanımı unutmuyorum mesela..
Ya da bu kasabaya girmeden önce uğradığımız tarihi kilisenin arka bahçesindeki çakılları tırmıkla düzelten hanım güler yüzlü orta yaşlı hanım..
Kısacası herkes yaptığı işe önem vererek,kime hizmet ederse saygı duyarak çalışıyordu..
Bizde gördüğüm bir eksiklik bu..
Tarihi kilisesini.
kilisenin hemen yanı başındaki Viking mezarlarını..
Balkanlarda gördüğümüz tarihi Türk mezar taşları gibi,
Bahçelerin arasından,yemyeşil çimlerden yürüyerek göl kıyısına indik..
Ayrıştırılmış çöp bidonları için incelikle düşünülmüş kulübelerin işlevsel ve temiz oluşlarına bakıp iç geçirdik..
Sokakların temizliğine de..
Burada oturanlarsa evlerinin bahçelerinde sabah keyfi yapıyor,güneşleniyor veya köpeklerini gezdiriyorlardı..
Hayat buradakilere çok güzel.. Bir masal kitabının içinde geziniyor gibiyiz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder