Stockholm'ü Keşfediyoruz
Sigtuna'daki süremiz bitince yine otobüse doluşup,Stockholm'e geldik..
Öğle saatinde olduğumuz için kafileyi eski şehir sokaklarında bir lokantanın önüne kadar götüren rehberimiz serbest saatin başladığını,isteyenlerin bir Türk tarafından işletilen lokantada geyik etinin tadına bakabileceğini veya alışılageldiği gibi kebap yiyebileceklerini,yemek istemeyenlerinse gezmeye hemen başlayabileceğini söyledi..
Lokanta sahibi Türk'le tanıştıktan sonra Elif'le birlikte kendimizi Stockholm sokaklarına vurduk..
İlk sokakta ilahiler söyleyerek geçen budist bir grubu izleyerek kendi turumuzu başlattık..
Renkli halleriyle ilginçtiler..
Sonra bizim tur planımızda olmayan Royal Palace kapısına yürüdük..
Randevulu olarak gezilebildiğini,rehberimiz söylemişti..
Ancak bizim kafile için randevu almak onun planlarında yoktu..
Tam o sırada hoş bir tesadüf oldu..
Hintli bir grup rehberli saray gezisine başlamak üzereydi..
Elif'le birlikte fırsatı kaçırmadık..
Hemen peşlerine takıldık onlarla birlikte sarayın odalarında gezindik..
kimse de bizi yadırgamadı..
Daha önce izlediğim gezi programında 608 odası olduğu söylenmişti..
O kadar vaktimiz yok elbette..
Hepsini değilse bile birkaç odasını gezdik..
Mesela taht odasını,
kraliçe odalarını,bugünkü kraliçe Sylvia'nın odasını da..
Görkemliydiler..
Özellikle Sylvia'nın odası çok sadeydi..
Ancak diğer görkemli ve de pek süslü saray salonları ve odalarını gezerken elimde olmadan kıyasladım..
Topkapı Sarayı'nı,Beylerbeyi Sarayı'nı hatta Dolmabahçe Sarayını..
Bizim saraylar bunların yanında ne kadar mütevazı kalıyor..
Bunu bütün İskandinav gezisinde Danimarka,Norveç'i gezerken de söylemiştim..
Kraliyet aileleri için yapılan konutlar gerçekten çok görkemli..
Saray bahçeleri dönümlerce genişlikte..
Bahçeler bütün bir şehrin arazisi kadar geniş hatta..
Sarayın enteresan tarafı,hala kullanılıyor olması..
Ve tarihsel gelişim içinde mobilya ve mefruşatın nasıl değişmiş olduğuna iyi bir örnek olduğu..
Bugünkü kraliyet ailesinin oturma odasına gelince bunu daha iyi anladık..
Geçmiş dönemlerin şaşaasından bugün, neredeyse abartılı derecede, bir İsveç sadeliğine dönülmüş..
Sarayın çıkışında,alışılageldiği üzere hatıra ve hediyelik eşya standı vardı..
Çalışanlar tarihi kostümler içinde..
Benim dikkatimi sabunlar çekti..
Vanilyalı,güllü,lavantalı ve leylaklı..
Ne kadar güzel kokuyorlardı..
Hele leylak kokulu olanı..
Elif'le birbirimize baktık..
Saray sabunu olunca fiyat da tuzluydu elbette..
Bir kalıp sabun 70 krondu..
Bizim paramızla 50 liraya denk geliyormuş..
Zaten telefonlara gelen,çılgınlaşan döviz dalgalanmaları haberleri bizi şaşırtıp ürkütmüş durumda..
Alamadık..
Sağlık olsun..
Kokladık o mis gibi sabunları..
Darısı bizdeki sabun üreticilerinin de aynı kalitede üretecekleri sabunlara olsun..
Sarayın avlusunda,kapısının önünde insanlar oturuyor,dinleniyor,hoşça vakit geçiriyordu..
Biz turistlerin derdi ise gördüğünü fotoğraflamak,hele en çok da kendini fotoğraflamak elbette..
Saraydan çıkınca belediye binasına doğru yürüdük..
Biliyoruz artık,ortasından kule çıkan yapılar belediye binasıdır..
Bu binanın önünden de kanal akıyor..
Oturup gelen giden gemilere bakarız,biraz da ayaklarımızı dinlendiririz..
Ancak belediye binasına gelirken hemen yanındaki parktan gelen müzik sesi çekti bizi kendine..
Bir orkestra yöresel havalar çalıyor,her yaştan çiftler dans ediyorlardı.
Oturacak yer yoktu..
Herkes kendi halinde hafta sonunu
değerlendiriyordu..
İnsanların neşe ile eğlenmelerini biz de keyifle izledik..
Biraz sonra kalkıp yürüdük..
Sokakların düzeni,intizamı,şehirciliğin nasıl ayrıntılarda anlam ve işlev kazandığını birbirimize göstererek birkaç sokak daha aştık..
Arka tarafta bir parka daha rastladık..
İkindi vaktinin gölgeleri uzarken orada dinlendik..
Küçük çocuklu ailelerin, birlikte eğlenen arkadaşların,
yalnızlıktan sıkılmış ihtiyarların vakit geçirdikleri o yeşillikler içindeki parkta biraz dinlendik..
Sonra otelimize dönmek için yola koyulduk..
Yolumuzun üzerinde bir meydanda konser veriliyordu..
Müzik çok tanıdık geldi..
Bizim bağlamanın sesi bu..
Biz de daldık oraya..
Herkes neşe içinde..
Bütün alan tıklım tıklım..
Sahnenin önündeki bir grup, halaya durmuş,bir yandan da zılgıt çekiyorlar ..
Hemen önümüzdeki bir grup izleyici de zılgıtlarıyla onlara karşılık veriyor..
Nasıl yani?
Biraz sonra öğrendik..
Stockholm Kültür Festivali içindeki bu konser, Iraklı sanatçıların etkinliğiymiş..
Halay çekenler de burada yaşayan Iraklılar..
Bir de onları özenen İsveçliler..
Yanı başımızdaki delikanlı da Iraklı'ymış..
Burada aşçı olarak çalışıyormuş..
Elif'in aracılığıyla konuştuk..
Mesaiden çıkmış,burada biraz eğlenip eve dinlenmeye gidecekmiş..
Müzik de onun memleketinden çıkınca gözlerinin içi gülerek el çırpıyordu..
Sahnede türküler söyleyen hanım ,biraz sonra bağlamayı tekrar eline aldı..
Ayakta çalmaya başladı..
Son derece ustaca çalışını izledik..
Az sonra türkü söylemeyi de saz çalmayı da bıraktı..
Orkestra çalarken o da aşağı inip halay çeken gruba katıldı..
Bir müddet hep birlikte el çırpıp onları izledik..
Az sonra konser bitti..
Herkes dağıldı..
Haydi biz yeniden yola revan..
Yolumuz kocaman bin inşaat çalışmasının kenarından geçiyordu..
Belediyenin bir inceliğini daha gördük..
Aşağıda yapılan çalışmayı görmek isteyenler için tahtaperdelerin üzerinde delikler açılmış..
Boyu oraya yetişmeyen minikler için de aşağıya,onların boy hizasına ayrıca gözetleme delikleri açmayı da unutmamışlar..
Çok hoşumuza gitti..
Darısı bunca inceliği düşünebilecek bizim belediyelere diyerek yürümeye devam ettik..
Otele kadar yürümeye karar vermiştik..
Ben de yol kılavuzluğu yapacaktım..
Ancak yolu tutturamadım..
Kaybolduk..
Neyse ki sabah otelden çıkmadan,resepsiyon görevlisine şehir haritasından otelin yerini işaretletmiştik..
Bizdeki gibi sokak isimleri lüzumsuzca değiştirilmediği için,okuyarak yolumuzu bulmaya çalıştık önce..
Biraz bocaladıktan sonra denk geldiğimiz bir gruptakilerden yardım istedik..
Tarif ettiler..
Yolu bulduk
Otele geldik..
Tabii planladığımızdan bir saat kadar sonra..
Bu kez odamızın penceresinden Stockholm günbatımını izleyemedik..
Stockholm akşamını izlemekle yetindik..
Buradaki son akşamımız..
Yarın ülkemizde olacağız..
İnşallah..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder